Salı, Aralık 05, 2006

HAURU NO UGOKU SHIRO - Howl's Moving Castle




HAURU NO UGOKU SHIRO - Howl's Moving Castle

Cnbc-e kanalı 16 aralık akşamı saat 19:00'da İki Film Birden Kuşağında Hayao Miyazaki'nin 2004 yapımı Yürüyen Şato isimli filmini yayınlayacak. (Tekrar : 18.12.2006 05:00)

Konusu:“Howl’s Moving Castle” geçtiğimiz yıl vizyona çıktığı her ülkede ve programına alındığı her festivalde büyük övgüyle karşılandı. Diana Wynn Jones’un aynı adlı romanından uyarlanan filmde, babasının ölümünden sonra aile yadigârı şapkacı dükkânını çekip çevirmeye başlayan ve gizemli bir büyücüyle dost olan 18 yaşındaki Sophie’nin öyküsü anlatılıyor. Howl adındaki büyücünün olağanüstü güçleri vardır ve bu sayede yaşadığı şatoyu hareket ettirerek istediği yere götürebilmektedir.

kaynak: www.cnbce.com

Yorum:
Howl's Moving Castle Hayao Miyazaki'nin Ruhların Kaçışı filminden sonraki harikasıııııııııııı ,nedense Miyazaki adını duyunca aklıma hep karete kid filmindeki çocuğun sensei'si aklıma geliyo onun adıdamı Miyazaki'idi acaba neyse konuyla alakası yok Bir işin içinde David Fincher varsa izlenir işin içinde Kubrick varsa izlenir,Tarantino varsa izlenir,Spielberg varsa izlenir,David Lynch varsa izlenir,Tim Burton varsa izlenir bu böyle gider... ve Hayao Miyazaki varsa defalarca izlenmelidir Anime=Miyazaki Miyazaki izlediğiniz filmde sizlere dayatma uygulamaz,çocuklar melektir,hırsızlar kötüdür diye bir şey yoktur,Kötü'nün kötü olma süreci derinlemesine ele alınır ve her kötünün iyi olmak için bir şansı vardır bu yüzden Miyazaki filmleri insanı germez bunaltmaz,aksine izlerken rahatlarsınız anlayamadığınız bir mutluluk huzur kaplar içinizi..Miyazaki filmlerinde bütün karakterlere saygı duyar ve ona göre davranır,bu bir insanda olabilir,bitkide,bir hayvanda ve hatta bir ruh'da...Yürüyen Şato'da masal vari havada başlayan ve izledikten sonra bir kez daha izlemek isteyeceğimiz,tadı damağımızda kalacak türden bir anime "2004 yılında Japonya’da, gelmiş geçmiş en iyi gişe açılışı yapan film olmuş" (ilk iki günde 13,5 milyon dolarlık bir hasılatla). ,Cnbc-e animede gösterdi ya üstelik Miyazaki'den artık sırtı yere gelmez bravo cnbce harika bir seçim,inş Ruhların Kaçışını'da gösterirler..bu ayın programında birde animasyon var (PRINCES ET PRINCESSES ) demeyin keyfine

2 yorum:

nazo82 dedi ki...

Buraya da ekliyim :=)

Karate Kid'teki canım ciğerim,bir tanem Miyagi San'dır :=))

Nasıl nasıl nasıl sevindiğimi anlatamam Howl's Moving Castle'ımı Aralık filmlerinde görünce.Şok oldum hatta,Cnbc-e'm bitanesin öncelikle Kiss

Hayao Miyazaki benim en sevdiğim ustadır,onun üzerine benim için birisi geçemez.Çünkü bu adam tam anlamıyla bir 'romantik'.Duyguları öyle yoğun işliyor ki,insan filmin içine kapılıp gidiyor.

Howl's Moving Castle ustanın diğer filmleri gibi,yine duygular çok yoğun,yine sevgi var aşk var,yine hayalkırıklığına uğradığınızı sandığınız anda uzanan eller var,yine kötülüğün ve iyiliğin muhteşem harmanı ve her kötü görünen şeyde de bir iyilik olabileceğini gösteren ayrıntılar var.Yine dünya şirini karaterler,çözümlenmesini zevkle beklediğiniz olaylar var.Yine mükemmel çizimler,yine mükemmel manzaralar,yine ortada devasa bir masal dünyası var.Masalı gerçeğe de dönüştürüyorum ben tabi :=)) Örnek benim Howl'a aşık olmam :=)))) Sarı saçlarından,daha sonra siyaha dönmüş saçlarından,endamından,masmavi gözlerinden,yeşil küpelerinden sen sorumlusun Howl'ımmmm Lovers :=))) Anime karakterine aşık olunur mu?Olunuyor efenim olunmaz mı ? :=))))

Adile Naşit'in küçükken bize anlattığı masallardaki sıcaklk var onun filmlerinde,onun dünyasında.Huzur veriyor,alıyor sizi bu kirlilikten,bir yerlerde güzel şeyler de olduğunu,keşfedilmesi gereken bir çok şey olduğunu gösteriyor hayatta.

Sinemada izleme şerefine de nail olmuş bir insan olarak muhakkak izlenmeli diyorum.Anime seversiniz sevmezsiniz önemi yok,siz yeter ki izleyin.Hatta bence Miyazaki'nin tüm filmlerini edinin ve bu zevkten mahrum kalmayın.

İleride çocuklarım olursa eğer,muhakkak Miyazaki'nin filmleriyle büyütücem onları :=))

CNBC-e Dergi'de filmle ilgili Sevin Okyay'ın bir yazısı vardı,buraya da aktarayım;

''Yaşlı genç kız ve yakışıklı büyücü

Hayao Miyazaki'nin filmi ''Hauru no ugoku shiro / Howl's Moving Castle'' bu yılın animasyon Oscar adaylarındandı.Miyzaki üç yıl önce ''Sen to Chihiro no kamikakushi / Spirited Away'' ile ödülü almıştı.

Amerikalı rakiplerinin en önemlilerinin bile dünyanın en büyük animatörü olduğunu kabul ettiği Japon yönetmen Hayao Miyazaki,bu yıl Oscar adayı olan filmi Hauru no ugoku shiro / Howl's Moving Castle ile ekrana geliyor.Üç yıl önce de bir başka filmiyle,Sen to Chihiro no kamikakushi / Spirited Away ile ödülü almıştı.O yıl törene katılmamış olan üstat,Howl's Moving Castle'dan sonra üç film daha yaptı.Hoshi wo katta hi,Yadosagashi,Mizugumo monmon.Dördüncüsünü de şu sıralarda çekiyor.

Miyazaki genellikle kendine kahraman olarak güçlüklerden yılmayan,tehlikeden korkmayan ciddi kızları seçer.Bu kızlar,yolculuklarının bir noktasında yaşını başını almış bilge kadınlarla karşılaşır.Kadınlar bazen can düşmanıdır,bazen de onlara analık eder.Miyazaki,Diana Wynne Jones'un çocuk kitabından serbestçe uyarladığı Howl's Moving Castle'da bunların ikisini bir araya getirmiş.Kahramanı Sophie,filmin başlangıcında hamarat hamarat şapkalar dikerken,bir yandan da geçen trenleri seyreden 18 yaşında utangaç bir kız.Bir cadının laneti sonucunda kendini beli bükük,beyaz saçlı,doksan yaşında bir kadın olmuş buluyor.Önce dehşete kapılmasına yol açan bu değişiklik,sonunda hiç yaşamadığı türden maceralar yaşamasını sağlıyor.Yönetmenin cesur kızlarının yanı sıra vazgeçmediği bir karakter de,sorunlar içinde kıvranan gizemli delikanlılarıdır.Burada bu görevi,şatonun sahibi Howl üstlenmiş.kendisi ruh hali sık sık değişen,yakışıklı bir büyücü.Sophie de temizlikçi olarak onun şato halkına katılıyor.

Howl's moving Castle'da Hayao Miyazaki,Princess Mononoke ve Spirited Away'i de izlemiş olanların alışkın olduğu görsel yaratıcılığını bir kez daha kanıtlıyor.Üstelik yaratıcılığı yalnızca görsellikle sınırlı değil,Miyazaki hikaye anlatıcısı olarak da sınır tanımıyor.Hem başını alıp giden bir hayalhanesi var,hem de doğaya sadık.Hikayeleri de hem dünya kadar eski hem de yepyeniymiş duygusu uyandırıyor.Bu filmi de,beklenmedik olaylarla,tuhaf ama harikulade yaratıklarla dolu.Tek bacaklı korkuluk ortaya çıkınca,ister istemez Aslan ile Teneke Adam'ı da bekliyorsunuz.Şatoyu hareket ettiren,Howl'ın çocukluk arkadaşı kavgacı alev Calcifer,filmin en önemli karakterlerinden biri.Ama Howl's Moving Castle'ın en ilgi çekici karakteri,filme adını veren (Howl'un Yürüyen Şatosu) şato.Tarlalarda dağlarda gezinen,bazı parçalarıyla insan yüzlerini hatırlatan şato orantısız,komik,bazen de ürpertici bir şey.Sihirli kapısı da farklı peyzajlara açılabiliyor.Belki kelimenin gerçek anlamıyla ''perili'' değil ama,işin içinde sağı solu belli olmayan ruhlar var anlaşılan.Esas sihir ise geniş ve sadık bir hayran kitlesi olan,emsalsiz Miyazaki'ye ait... ''

uykutu dedi ki...

heryerde utandırıyorsun beni kendi evimde bari yapma =)) tamam Miyagi San ,iki harf için kırmayalım birbirimizi =)))ben dergiyi almamıştım bu ay,o yüzden yazı ilaç gibi geldi çok ama çok saolllllllll ;)Miyazaki San=) dünya ile bukadar barışıkken neden resimlerinin çekilmesinden hoşlanmıyormuş buda hep garibime gider uhh